|
KAŞERUT VE
ANLAMI
"Kaşer"
terimi sadece dini açıdan yenilebilir yiyecekleri tanımlamaya
özel bir kelime değildir.Örneğin, bir Tefilin ya da Sefer Tora
için de, uygun oldukları takdirde "Kaşer" sıfatı kullanılır.
Bu sıfat insanlar için bile uygundur. Örneğin, mahkemede
şahitlik yapması konusunda herhangi bir uygunsuzluğa sahip
olmayan kişiler "Edim Keşerim - Uygun Şahitler" olarak
tanımlanırlarken, Tora'ya uygun yaşayan, dürüst bir Yahudi
için de "Adam Kaşer" sıfatı kullanılır. Günümüzün en yaygın
kullanımı da, elbette yemeklerle ilgilidir. Yiyecekler herkesi
ilgilendirir ve bu sebeple kaşer ve kaşer - değil terimleri,
günlük hayatta en çok rastlanılan tanımlardandır.
Bir yiyecek, değişik
sebeplerden dolayı Kaşer-değil şeklinde tanımlanabilir. Bazı
hayvan türleri - örneğin domuz; ya da yenilebilir olmasına
karşın uygun hazırlanmamış bir hayvan eti - örneğin Şehita'sız
kesim, ya da et-süt karışımı; belki de sene içinde yanlış
zamana bağlı olarak üretilmiş bir yiyecek - mesela Pesah'ta
hamets yiyecekler, ya da Şabat günü içinde pişirilmiş bir
yemek - de bu tanımın dahilindedir. Zira "uygun"
değildir.
Bu sözler, Kaşerut
kurallarının beslenme ve hijyen ile ilgili uygulamalardan
ibaret olduğu anlamına gelmemektedir.Örneğin domuzun
yenilmemesinin nedeni olarak hijyen gösterilir ve kirli
yerlerde yaşadıkları veya trihnosis hastalığını taşıdıkları
söylenir.Ancak bu tip bir hijyen kuralı bir devenin veya bir
atın yenmemesi için bir açıklama olamaz.Çünkü bunların
yaşadıkları yerler bir inek veya keçinin yaşadığı yerlerden
daha kirli değildir.Aynı şekide Tora ,kümes hayvanlarının
yenilmesine izin verir.Onların da pek temiz bir ortamda
oldukları söylenemez. Kaşerut kurallarına uygun yaşayan
birinin hiç sağlık sorunu çekmeyeceğine, ya da tersi olarak,
bu kuralları gözardı eden birinin hastalıklardan
kurtulamayacağına dair hiçbir kanıt getirilemez. Dahası, biz
Tora'yı, antik bir fen bilgisi kitabı değil, her zaman yeni,
sonsuza kadar taze olan, dini bir gerçek ve uygulama kaynağı
olarak görürüz.
Kaşerut’la ilgili kuralların verildiği her
bölümün ardında kutsiyete bir çağrı vardır.Örneğin Vayikra 11
‘de yenilebilir ve yenilemez hayvanların listesinin verildiği
bölümün arkasında « Sizin Tanrı’nız olduğum için ,kendinizi
kutsayın ve kutsal olun, çünkü ben kutsalım... »
demektedir.Başka bir yerde de (Devarim 14 :21) de « Tanrınız
için kutsal olduğunuz için buzağıyı annesinin sütünde
pişirmeyeceksin » der.
Bir Yahudi, bu
kuralları gözeterek kendisini kutsiyet basamaklarında yukarıya
doğru çekebildiği gibi, bu kuralları ihmal ederek kutsiyet
kavramını anlayabilmesi ile arasına, giderek kalınlaşan bir
engel inşa etmiş olur. Tıpkı, çok yüksek ses ve müziğe devamlı
olarak maruz kalan bir kişinin, yavaşça ve farkına varmadan,
ama “kesinlikle” ince sesleri ve tınıları duyma yeteneğinin
bozuma uğraması gibi; Tora’nın belirttiği üzere, Kaşer olmayan
yiyeceklerin yenmesi, insanın manevi kapasitesini
zayıflatarak, kutsiyete ulaşması konusunda önemli bir engel
teşkil eder. Tüm bunların ötesinde, insan bu kaybının farkına
da varamaz hale gelir ve kendisini, kutsiyete ihtiyacı
olmadığına inandırır. Bu sebepler yüzünden , çocukluktan
itibaren bir Yahudinin yasak yiyecekler yememesi gerektiği
önemle vurgulanır.
|