KAPKACAK
Fiziksel olarak, herhangi bir
kap, içine koyulan yemeğin özelliğini özümser. Dolayısıyla
Kaşer bir mutfakta ideal olarak et ve süt yemeklerinde
kullanılmak üzere, ayrı tencere, tabak, çatal, kaşık, bardak
vs. bulunmalıdır. Olası karışıklıkları önlemek için bunların
ayrı dolaplarda saklanmaları ya da işaretlenmeleri önemlidir.
Kapkacak konusunda tek istisna
camdır. Camdan yapılmış kaplar ve bardaklar, içlerine koyulan
yemekleri özümsemez ve bu sebeple, aynı anda olmamak kaydıyla
hem etli, hem de sütlü yemekler için kullanılabilirler. Yine
de bu kapların pürüzsüz olması önem taşır.
Ekmek için özel bir bıçak
bulundurulmalıdır. Bu bıçak, ne etli ne de sütlü yiyecekler
için kullanılmalıdır.
Parve (ne etli ne sütlü)
yiyecekler hem etli hem de sütlü kaplarda pişirilebilir ve
yenilebilir. Etli bir kapta pişirilen parve bir yemek, sütlü
yiyeceklerle
tüketilebilir. Bunun tersi de mümkündür.
Etli ve sütlü kapların
yıkanması için tek bulaşık makinası yeterlidir.
Etli bir kaba sütlü bir yiyecek
değdiği takdirde, eğer yiyecek ve kaptan her ikisi de soğuksa
kap yıkanır ve etli özelliği bozulmaz. Sıcak olmaları
durumunda ise bir Rabi’ye başvurmak en doğrusudur. Bunun tersi
de geçerlidir.
Agala : Etli bir
kaba sütlü, ya da sütlü bir kaba etli yiyeceğin değmesi
durumunda kabın statüsü bozulur. Agala, kelime olarak
“dönüşüm” demektir. Bu işlem sonucunda kap eski haline döner.
Agala için büyük bir kazan ya da tencere içinde su kaynatılır.
Birkaç tane demir parçası ateşte kızdırılarak kaynar suyun
içine atıldıktan sonra, agala yapılacak kapkacak bir maşa
yardımıyla kaynar suya daldırılır. Maşa gevşetilip kısa bir
süre bekledikten sonra kap dışarı çıkarılır ve eski haline
dönmüş olur. Sadece metal veya tahta kaplar Agala işlemine
tabi tutulabilir. Plastik, seramik, toprak, melamin vs. kaplar
için bir Rabiye başvurmak gereklidir. Yukarıda da
belirttiğimiz üzere cam kaplar bu konuda sorunsuzdur.
|